Selahaddin Eyyubi'nin hikayesi
Tikrit Emiri Necmeddin Eyyub uzun zamandır evli değildi, bu yüzden kardeşi Esadeddin Şiraku bir gün yanına geldi ve sordu: "Neden evlenmiyorsun kardeşim?" Necmeddin: "Kendime uygun bir eş bulamıyorum" dedi. Esadeddin: "Sana evlenme teklif edeyim mi?" dedi. Ona sordu: "Kim?" Dedi ki: "Melikşah'ın kızı, Selçuklu Sultanı Sultan Muhammed bin Melikşah'ın kızı veya padişahın vezirinin kızı." Necmeddin ona dedi ki: "Bunlar bana yakışmaz." Öyleyse Esadeddin şaşırdı ve sordu: "Peki o halde sana kim yakışır?" Necmeddin dedi ki: "Ben sadece elimi cennete kaldıracak ve oğlumu büyüyüp şövalye olacak ve Kudüs'ü Müslümanlara geri verecek şekilde iyi yetiştirecek salih bir eş istiyorum. Bu Necmeddin'in rüyasıydı."
Esadeddin bu sözleri beğenmedi ve ona küçümseyerek dedi ki: "Bunu nereden çıkardın kardeşim?" Necmeddin ona şöyle cevap verdi: "Kim Allah için samimi bir niyete sahipse, Cenab-ı Hak ona rızık versin." Ve bir gün Necmeddin, Tikrit'te bir mescitte şeyhlerden biriyle oturmuş, onunla konuşuyordu. Perde arkasından şeyhi çağırarak geldi. "Evine sana evlenme teklif etmesi için gönderdiğim çocuğu neden tekrarladın?" Kız cevap verdi: "Evet, oğlan güzel ve yapılı ama bana uygun değil." Şeyh ona ünlemle sordu: "Ne istiyorsun? Senin için kim uygun?" Kız dedi ki: "Şeyh Efendim, bir erkek çocuğu istiyorum ki elimi göğe kaldırsın ve ondan bir erkek çocuk doğursun, o da şövalye olacak ve Kâbe'yi Müslümanlara geri verecek."
"Allah büyüktür" bunlar Necmeddin'in kardeşine söylediği sözlerin aynısıdır ve bu onun hayatı boyunca hayalidir. Necmeddin padişah kızını ve bakanın kızını prestijleri ve güzellikleri nedeniyle reddetmiştir ve bu kız ayrıca statü, para ve güzelliğe sahip olan çocukla evlenmeyi de reddetmiştir, tüm bunlar tek bir hayal uğruna.. İkisi de onu cennete götürecek birini ve Kudüs'ü Müslümanlara geri verecek bir şövalye doğurmayı istemektedir.
Necmeddin hemen ayağa kalktı ve Ali El-Şeyh'i aradı ve şöyle dedi: "Ben bu kızla evlenmek istiyorum." Bunun üzerine Şeyh ona şöyle dedi: "Ama o mahallenin fakirlerinden." Necmeddin şöyle dedi: "İstiyorum, niyetine göre, Kudüs Müslümanlarına dönen şövalye olan bir oğul doğurdu, adı Salah al-Din al-Eyyubi.. Bu bizim mirasımız ve çocuklarımıza öğretilmesi gereken de bu."