Terk Edilmiş Kolye

Bir zamanlar güzel bir kız olan Leyla vardı ve terk edilmiş bir eski evde yaşıyordu. Bir gün Leyla, evdeki çekmecelerden birinde garip bir kolye buldu. Gümüşten yapılmış olan bu kolye, parlak ve gizemli değerli taşlar taşıyordu.

Leyla, kolyenin geçmişte kimin olduğunu veya nereden geldiğini bilmiyordu, ancak ondan vazgeçemeyeceği güzel bir keşif olduğunu düşündü. Kolyeyi boynuna taktı ve aynaya baktı, ancak gözlerinde garip bir değişiklik fark etti. Gözleri tuhaf bir ışıkla parlıyordu, sanki içinde karanlık bir şeylerin yaşadığını gösteriyordu.

Sonraki günlerde, Leyla giderek artan endişe ve korku hissetmeye başladı. Ne olduğu hakkında net bir fikri yoktu, ancak her gece korkunç kabuslarla uyanıyordu. Evin içinde yavaşça değişiklikler başladı. Geceleri yankılanan gizemli sesler duymaya başladı ve gözlerinin önünden hızla ürkütücü gölgeler geçiyordu.

Leyla, bu korkunç olayların nedeninin kolye olduğunu keşfetti ve ondan kurtulmaya karar verdi. Kolyeyi aldı ve bir kutuya koyup eski dolaplardan birine sakladı. Ancak kısa bir süre sonra, kolye tekrar kendiliğinden Leyla'nın boynuna döndü.

Sonrasında işler çok daha korkunç bir hal aldı. Kolye, Leyla'nın yaşamını kontrol etmeye başladı, adeta onun içine girmişti. Yüzünü yavaşça çarpıtmaya başladı ve kâbuslarından bir yaratığa dönüşmüş gibi görünmeye başlamıştı. Leyla, doğaüstü güçler tarafından tutsak alındığını ve kolyenin onu hiçbir şey durduramadan ele geçireceğini fark etti.

Leyla, kolyenin lanetini kırmak için eski hikayelerden bir yol keşfetti. Yolu, kolyenin bulunduğu yere geri dönmesi ve derinlere gömülmesiydi. Leyla, geceleyin eski eve doğru bir maceraya çıktı ve kolyenin ilk bulunduğu yeri buldu.

Kolyeyi toprağa koyup üzerini örttüğünde, enerjisini emen bir şey hissetti. Kolye önce parlarken, nihayetinde tamamen söndü. Leyla, evine döndü ve rahatladı, lanetli kolyeden sonunda kurtulmuş gibi hissetti.

Ancak, Leyla'nın son gününe kadar her gece, kolyenin parlayan bir gölgesini karanlıkta peşinde hissetti.