Geceleri çalışmak bana daha cazip gelirdi. Bu yüzden en erken saat 4 de yatardım. Bir gece ablamla aynı odayı paylaşmak zorunda kalmıştım. Ablamın odasına kartonpiyer yapılıyordu.
Ablam her zamanki gibi erkenden uyudu. O gece tarih çalışıyordum ve öyle bir kaptırmıştım ki kendimi yaklaşık dört konu birden bitirmiştim.
Test kitaplarımı almak için yandaki kitaplarımın olduğu kütüphaneye gittim ve bir kaç test aldıktan sonra odaya döndüm.
Geldiğimde kitapların sayfaları karışmış, kalem her yere düşmüş ve en korkutucu olanıysa test cevaplarını yazdığım kağıtta neredeyse okunmayacak kadar silik bir yazıyla,
beni hatırladın mı yazmıştı. Bir an kala kaldım, ablama baktım mışıl mışıl uyuyordu. Ablamın yanına yaklaştım, hafifçe silkeledim ve olanları anlattım.
Gözlerini bile açmadan dinledi ve bana saçmalama yat artık uykun gelmiş senin dedi ve yattı. Bir an ablama hak verdim. Hayal gördüğümü düşündüm, dişlerimi fırçalamak için tuvalete gittim.
İçime garip bir korku düşmüştü bir kere, aceleyle dişlerimi fırçaladım odaya geri döndüm.
Aman Allah’ım gördüğüm manzara karşısında ağlamaklı oldum. Bilgisayarım açıktı, daha doğrusu açılmıştı ve o yazının yazıldığı kağıdın üstünde tatil resminden biri duruyordu.
Altındaysa şimdi bir daha düşün beni hatırladın mı yazıyordu, erkeklik yoktu artık ağlamaya başladım.
Ablamı kuvvetlice sallayarak uyandırdım ama bir yandan da ağlıyordum. Çünkü o resmin çekildiği yaz fazla samimi olmadığım ama çok iyi tanıdığım bir arkadaşım trafik kazasında ölmüştü.
Hıçkıra hıçkıra ağlıyordum. Sınava bağlı olarak içimdeki stres de patlak vermeye başladı ve korktum.
Aradan 35 dakika falan geçmişti. Annem ve babam gelmiş baş ucumda duruyorlardı. Gözlerime baktılar birer öpücük attıktan sonra ışıkları kapatıp gittiler. Ablam seslendi:
-İyi misin? Evet dedim ve oda yattı. Ama ne mümkün ki ben uyuyamadım. Sabaha kadar asker gibi uyanık kalacaktım. Saatler geçti,
sabah ezanını duyuyordum. O muhteşem sessizlikte müezinden çıkan ilk ses yüreğimi hoplatır hep. Uyuya kalmışım sonra, o gün ders çalışamadım. Bunun yanında dershaneye de gitmedim zaten.
Gece olmuştu ders çalışmıyordum sadece oturup televizyon seyrediyordum, uyuya kalmışım. Rüyamda Cem’i, ölen arkadaşımı görüyordum, bana sitem ediyordu ve neden mektup yazmıyorsun?
Bana tatil resimlerinden yolla gibi şeyler fısıldıyordu. Kan ter içinde uyandım.
Bir şeyleri anlamak istiyordum ama kafayı yemek üzereydim. Sonra bitti kesildi ama geçici bir süreymiş. Şuan 27 yaşındayım yalnız yaşıyorum. Sabahları kalktığımda bazı resimlerimi yerde buluyorum.
Benimle yaşayan biri var belki de şuan sizler gibi yazdıklarımı da okuyor. Bu hikayede burada son buluyor.