Okulun karanlık koridorlarını takip ederek gereksiz sesler çıkarmamaya çalıştı. Matematik öğretmenini birkaç dakikadır takip ediyordu ve onun okul binasında dolaştığını gördü.
Saatini kontrol etti, sokağa çıkma yasağı için yaklaşık bir saat vardı. Okul geçen yaz ayındaki gibi terk edilmişti. Çok dikkatliydi. Kimsenin matematik öğretmenini takip ettiğini görmesini istemiyordu. Bu sadece sorun yaratırdı.
Öğretmenini karanlık koridorlara kadar takip etti. Öğretmen takipçisinden habersiz amaçsızca dolaşıyor gibiydi. Sonunda harekete geçebilmek için adamın daha sessiz bir yere gitmesini bekledi. Sonunda öğretmeni tuvaletin önünde durdu.
Muhtemelen gürleyen boruların sesini dinledi ve yavaşça içeri girdi. Mükemmel diye pembe sırt çantasını açarken kendi kendine mırıldandı. İçinden kanlı kurşun bir boru çekti ve tuvalete girdi. Arkasındaki kapıyı dikkatlice kapattı ve kilidi çok yumuşak bir şekilde çevirdi. Çıkan ses öğretmeni ile yüz yüze gelmesine sebep oldu.
Yaşlı adamın kafasındaki kafa karışıklığı net bir biçimde görülebiliyordu. Öğretmenin bakışları kurşun boruyu takip etti ve ağzından korkunç bir hırıltı duyuldu.
Dudaklarında bir gülümseme oluştu. Boruyu tüm gücü ile kurbanının başının arakasına araka arkaya vurdu.
Adamın yere düşmesini izledi. Çok geçmeden kafasının etrafında karanlık bir havuz oluştu. Bu işi o kadar çok yapmıştı ki…
Matematik öğretmeni beyaz karo tuvalet zemini üzerinde uzanırken katili onun üzerinde durdu.
Elleri belinin her iki tarafına sabitlenmişken kurbanının gözlerinin içine baktı ve şöyle dedi:
– Bu son sınavda verdiğin C eksi için. Diyerek ve boruyu tekrar kafasında patlatarak işi bitirdi.
Kurşun borudaki kan ve beyin parçalarını silerken sırt çantasındaki telsizden bir ses geldi:
-Bulduk, burası karargâh. Durumun nedir? Tamam.
– Karargâh, ben bulduk, okul temiz, tekrar ediyorum okul temiz! Üsse geri dönüyorum, tamam.
Tuvaletten çıkarken matematik öğretmeninin cesedine baktı ve güldü. Bu zombi istilasında da acayip stresli bir adamım.