Ne inanmanızı ne de yalanlamanızı bekliyorum, sadece içimi dökmek istiyorum, çünkü içimde patlayacak gibi hissediyorum ve çok yoruldum. Bana sadece güzel bir dua edin, Allah da size karşılığını versin...
Hikayem 15 yıl önce başladı. Babamın Adana’da 4 günlük bir görevi vardı. Ben ve küçük kız kardeşim ona gidip hava değişikliği yapmak istediğimizi söyledik. Üniversite sınavlarını yeni bitirmiştik ve ben üniversite ikinci sınıftaydım. Babam Allah uzun ömürler versin, bizi kırmadı ve gitmemize izin verdi. Annem bizimle gelmek istemedi, çünkü anneannem hastaydı...
İlk gün babam işten döndü ve akşam sahile gittik. Hava çok güzeldi ve insanlar dışarıda dolaşıyor, eğleniyorlardı. Hatırlar mısınız, o zamanlar dijital fotoğraf makineleri yeni çıkmıştı! Babama, "Ben ve kardeşim biraz fotoğraf çekebilir miyiz?" dedim. Sahilin kenarında kayalıkların olduğu bir yer vardı ve insanlar ya balık tutmak ya da oturmak için o tarafa inebiliyordu. Biz de biraz daha tenha bir yere gittik, kimsenin olmadığı bir köşeye. Başörtümü ve şalımı çıkardım, kardeşim beni, ben de onu fotoğraflıyorduk. Çok gülüyorduk ve eğleniyorduk.
O sırada uzaktan bir adamın bizi izlediğini fark ettik. Hemen örtülerimizi giydik ve babamın yanına döndük. Babam o sırada bir koku satıcısıyla konuşuyordu. Biz ise etrafa bakıp o adamın peşimizden gelip gelmediğini anlamaya çalışıyorduk. Gördüğümüzde kalbim duracak gibi oldu. Evet, aynı adam biraz uzakta duruyordu ve hâlâ bizi izliyordu. Boyu uzun, geniş omuzlu ve son derece yakışıklıydı. Güneş batmak üzereydi ve bir süre sonra adam kayboldu. Babam bizi sahilin kenarındaki camiye namaz kılmaya götürdü. Namazı kıldık, ve babam camiden çıktığında... O adam yine yanındaydı!
Babam gülerek bize geldi ve adamla sohbet ediyordu. Biz ise ne yapacağımızı bilemez hâlde bakıyorduk. Babam, "Bugün çok iyi bir insanla tanıştım," dedi. Ben de şaşkınlıkla, "Bu kadar kısa sürede nasıl emin oldun?" dedim. Babam, "O benim eski dostumun yeğeniymiş," dedi. Meğer babam, adamın amcasını üniversite yıllarından tanıyormuş. Adam, babama kendini tanıtmış, ismini söylemiş, babam da eski arkadaşının ismini duyunca hatırlamış.
Ertesi gün adam babamı ailesine yemeğe davet etti. Babam da bizi götürmek istedi, ama biz "Uygun kıyafetimiz yok," diye reddettik. Babam zorlamadı. O akşam babam döndüğünde adamı daha da övdü ve onunla ilgili güzel şeyler söyledi. İşte o an... Ben de o adama karşı bir şeyler hissetmeye başladım. O kadar çok övüldü ki, kendimi ona kaptırdım. Dönüşte aklım hep ondaydı.
İki hafta sonra, adam ailesiyle birlikte İstanbul’a geldi ve babama bir “merhaba” demek istediklerini söyledi. Babam onları eve davet etti ve ısrar etti. Annesi, teyzesi ve iki kız kardeşi geldi. Anneleri ve kız kardeşleri sürekli bana bakıyordu. Beni süzüyorlardı, gözlerinde bir parıltı vardı...
O an içimden geçirdim: “Acaba bu adam benim kaderim mi olacak?”