İkinci Bölüm

Adamın ailesi beni dikkatle süzüyor, adeta her hareketimi inceliyordu. Açıkçası, ilgilerinden hoşlanmıştım. O zamanlar daha küçük olan kardeşim ise liseye yeni başlamıştı ve çok meraklı bir yapısı vardı. Sohbetleri duymak için odanın kapısına gizlice yanaştı. Aslında itiraf edeyim, ben gönderdim onu! 😅💔


Bir süre sonra geri döndü, gözleri heyecanla parlıyordu. Uzaktan el işareti yaparak beni yanına çağırdı. Yanına gittiğimde, "Seni istediler!" diye fısıldadı. Kalbim yerinden çıkacak gibi oldu. Şaşkınlıkla, "Ne?!" dedim. O ise gülerek başını salladı: "Evet, seni istemişler." Şaşkınlık içinde kaldım. Şimdi ben güzeldim, bu doğru. Ama asla bu kadar yakışıklı ve etkileyici bir adamın beni isteyeceğini hayal etmemiştim! O zamanlar sosyal medya da bugünkü gibi yaygın değildi, etrafta fazla yakışıklı adam göremezdik. O yüzden bu olay bana gerçek olamayacak kadar güzel görünüyordu.

admob

Kısa sürede nişanlandık ve evlendik. Evlendiğimiz o gün, hayatımın en mutlu günüydü ve hâlâ o günün üzerine bir mutluluk yaşamadım. Adana’ya yerleştik. O mühendis olarak çalışıyordu, ben ise uzaktan eğitim ile üniversiteme devam ediyordum. Evde olduğum her gün bir rüya gibiydi. O da benimle olmaktan son derece mutluydu. Bazen bana bakar ve gülerek, "Bunu hayal bile edemezdim, seninle olmanın hayal gibi olduğunu düşünüyorum," derdi. Sonra da şakayla karışık, "Fotoğraflarını çekerkenki pozların çok komik," diye takılırdı. Ben de ona gülerek, "Bunun adı sanat, anlamazsın," derdim. Sonra kahkahalarla gülerdik, sanki dünyada bizden başka kimse yokmuş gibi.

Bir yıl boyunca bu mutluluğu yaşadık. Sonra bir gün, hamile olduğumu öğrendim. Bu haberi aldığımızda, mutluluğumuz kat kat arttı. Doktora gittiğimizde, bebeğimizin erkek olduğunu söylediler. O günden sonra sürekli onun geleceğini planladık, ismini düşündük, hayalini kurduk. Eşim bana olan sevgisini her gün daha fazla gösteriyordu, maddi durumu iyi olmasına rağmen kendini kısıtlar, her şeyin en iyisini benim ve bebeğimiz için yapardı. Beni ve oğlumuzu o kadar çok düşündü ki, sanki dünyadaki tek önceliği bizdik. Ama yine de mutluluğumuzu gölgeleyen bir şey vardı...


O da eşimin çocukluk arkadaşıydı. Bu adam geçmişte iki evlilik yapmış ve her iki evliliği de başarısız olmuştu. "Kadınlar bana göre değil," derdi. Birini "çok maddiyatçı" olarak nitelendirdi, diğerini ise "ailemle iyi geçinemiyor" diyerek suçladı. Ve bu adam, eşimin hayatında çok önemli bir yere sahipti. Eşim, ona her şeyi anlatırdı. Bizim ne konuştuğumuzu, birlikte neye güldüğümüzü, hatta bazen özel hayatımızın detaylarını bile...


Ben defalarca onu uyarmıştım:
"Canım, her şeyi anlatmak zorunda değilsin. Bazı şeyler aramızda kalmalı."
Ama eşim gülerek, "O benim kardeşim gibi! O bana her şeyini anlatıyor," derdi.
Bu sözler beni daha da tedirgin ederdi, ama onu zorlamak istemezdim. Bu yüzden konuyu kapatırdım.

Sonra, hamileliğim ilerlediğinde, o adam beni aramaya başladı. Başta sadece eşimi sormak için arıyordu, ama zamanla konuşmaları uzatmaya, bana özel sorular sormaya başladı. Ben de her seferinde konuşmayı kısa kesip, eşim geldiğinde onunla görüşmesini söylerdim. Ama hata ettim. Bu durumu eşime anlatmam gerekirdi. Belki de her şey farklı olurdu...


Sonunda dayanamadım ve eşime, "O adamla fazla görüşme, hayatımızın bu kadar içine girmesine izin verme," dedim. Ama eşim yine aynı yanıtı verdi:
"Bu konuyu büyütme. O benim dostum, her şey yolunda."


Bu olaydan kısa bir süre sonra, bir gece o adam evimize geldi. Eşimle oturma odasında sohbet ediyorlardı. Aniden bana doğru döndü ve, "Başım çok ağrıyor, eczaneye gidebilir miyiz?" dedi. Eşim, "Ben seni doktora götüreyim," diye önerdi, ama o ısrarla, "Hayır, sadece bir ağrı kesici yeterli," dedi. Eşim eczaneye gitmek için evden çıktı. O an içimden bir his yükseldi. Sanki bir şeyler olacak gibi...


O adam yerinde oturuyor, gözlerini benden ayırmıyordu. Eşim bir şey isteyecek olursa kapıyı çalardı. O an kapı çalındı. Kapıya doğru yürüdüm, ama kapıyı açtığımda eşim yerine o adam karşımdaydı!

ad



Okuma Ayarları


Arka Plan Rengi