Tilki ve oduncu

Görmedim demiş ana kulübeyi işaret etmiş kafasıyla. Bunu anlamayan avcılar tilki yok diye oradan ayrılmışlar. Bir süre sonra avcıların gittiğini anlayan tilki, kulübeden çıkıp ormana doğru yürümeye başlamış. Kulübesi olan adam tilkiye kızmış.

– Sana o kadar yardım ettim, bir teşekkür etseydin bari.

Tilki arkasına bakmadan:

– Ne teşekkürü! Davranışın sözünle aynı değildi. Bana yardım eder gibi yapıp yerimi gösterdin onlara, demiş.

Tilki, adamın bu sözlerinden sonra daha da hüzünlenmiş. Ormanın derinliklerinde yürürken, tilki artık insanlardan yardım almaktan ve güvenmekten çekinmeye başlamıştı. Her şeyin bir fiyatı olduğunu ve güvenin kolayca bozulabileceğini anlamıştı.

Bir gün, ormanda yaşlı bir bilge ile karşılaştı. Bilge, tilkinin sıkıntısını anladı ve ona bir tavsiye verdi:

– İnsanlar yardım etse de etmeseler de, sen her zaman kendi aklını ve becerilerini kullanmalısın. Yardım ve güven arayışında dikkatli olmalısın, çünkü her insanın niyeti farklıdır.

Tilki bu tavsiyeyi dikkate alarak ormanda yalnız başına yaşamaya devam etti. Her karşılaştığı yeni durumu aklıyla çözmeye, her karşılaştığı kişiye dikkatle yaklaşmaya başladı. Zamanla, tilki daha dikkatli ve daha güçlü bir varlık haline geldi.

Bir gün, ormanda bir grup avcı daha ortaya çıktı. Tilki, bu kez bilgece bir stratejiyle onları savuşturdu. Ormanda bir yerlerde, avcıların bilmediği bir yolda saklanarak güvenli bir şekilde kaçtı. Böylece hem kendi becerilerini geliştirmiş hem de insanlara olan güvenini yeniden değerlendirmiş oldu.

Tilki, hayatının geri kalanını bilgelikle ve dikkatle geçirdi. Ormandaki diğer hayvanlara da aynı tavsiyeyi verdi, insanların yardımına ihtiyacın olup olmadığını düşünürken dikkatli olmaları gerektiğini anlattı. Böylece, tilki hem kendi hayatını hem de diğerlerinin hayatını daha iyi bir hale getirdi.

Ve böylece, tilkinin yaşadığı bu macera ormanda anlatılan bir efsane haline geldi. Herkes, onun bilgelik ve dikkatle nasıl başardığını konuştu.



Okuma Ayarları


Arka Plan Rengi