Bölüm 5: Karamel Vadisi'nin Sırrı

Akan Meyve Suyu Nehri'ndeki ikinci sihirli parçayı başarılı bir şekilde ele geçirdikten sonra, Amir, Hala ve Jelo, bir sonraki zorluklarına daha fazla güvenle ilerliyorlardı. Jelo, onlara üçüncü sihirli parçanın Karamel Vadisi'nde saklı olduğunu söyledi. Bu vadi, güzel olmasının yanında tehlikeliydi; her yer karamel ile kaplıydı ve bu da orada hareket etmeyi son derece zorlaştırıyordu.


Jelo, “Karamel Vadisi, Barak’ın en zor sihirli parçalardan birini sakladığı yerdir. Vadiden geçmek sabır ve zeka gerektirecek, çünkü yanlış bir adım atarsak karamele saplanıp sonsuza kadar burada kalabiliriz,” dedi.

Amir heyecanla, “Merak etme, biz hazırız. Şimdiye kadar her şeyi başardık, bu yolu da aşacağız,” dedi.

Grup Karamel Vadisi'ne doğru ilerlerken, zemin giderek daha yapışkan hale gelmeye başladı ve havayı tatlı karamel kokusu kapladı. Vadi, erimiş karamel nehirleri gibi akan yapışkan sıvılarla çevriliydi ve her adım attıklarında yürümek daha da zorlaşıyordu.

Hala zemindeki yapışkanlığa bakarak, “Burada nasıl ilerleyeceğiz? Her şey yapışkan ve hareket etmek çok zor,” dedi.

Jelo düşünerek, “Akıllı olmalıyız. Doğrudan karamelde yürüyemeyiz, ama başka yollar bulabiliriz. Eğer büyük şeker parçaları ya da devasa bisküvi çubukları bulabilirsek, onları karamelin üzerinde köprü olarak kullanabiliriz,” dedi.

Bir süre aradıktan sonra, yere sabitlenmiş devasa bisküvi çubukları buldular. Bunlar doğal köprüler gibi görünüyorlardı. Amir, “Harika! Bu çubukları kullanarak ilerleyebiliriz,” dedi.

Üçü dikkatlice bisküvi çubuklarının üzerinde ilerlemeye başladılar, ancak zorluklar burada bitmedi. Aniden, karamelin altından büyük örümcekleri andıran, ama vücutları tamamen yapışkan karamelden yapılmış garip yaratıklar yükselmeye başladı.

Hala endişeyle, “Bu yaratıklar da ne? Çok yapışkan ve korkutucu görünüyorlar!” dedi.

Jelo, “Bunlar Karamel Vadisi’nin muhafızları. Eğer hızlı hareket etmezsek, bizi kolayca tuzağa düşürebilirler,” diye açıkladı.

Grup hızla köprülerin üzerinde hareket etmeye başladı, ancak karamel örümcekleri yollarını kapatmaya çalışıyordu. Amir, Hükümdar Karima'nın onlara verdiği sihirli şekerlerden birini çıkarıp örümceklerden birine doğru fırlattı. Şeker karamelle temas eder etmez, örümcek eriyip hareketsiz kaldı.

Jelo, “Harika! Sihirli şekerler yine işimizi kolaylaştırıyor!” dedi.

Ama tehlike henüz bitmemişti. Vadinin ortasına, yani karamelin en yoğun ve tehlikeli olduğu bölgeye ulaşmaları gerekiyordu. Vadinin ortasında, yapışkan karamel havuzunun üzerinde yüzen devasa bir kaya vardı ve üçüncü sihirli parça, bu kayanın tepesinde altın rengiyle parlıyordu.

Amir, “İşte sihirli parça! Ama ona nasıl ulaşacağız?” diye sordu.

Jelo etrafına bakarak, “Bu son köprülerden birini kullanarak kayaya ulaşabiliriz, ama bu köprü çok zayıf görünüyor. Çok dikkatli geçmeliyiz,” dedi.

Amir ve Hala, karamelle doldurulmuş uzun bir bisküvi parçasından yapılmış olan son köprüye adım attılar, ancak aniden kalan örümcekler hızla onlara doğru ilerlemeye başladı. Hala bir fikir buldu: “Amir, bir fikrim var! Elimizdeki taze şekerlemeleri yere atarsak, belki örümcekler onlara çekilir ve bizi takip etmeyi bırakırlar.”

Amir hemen kabul etti ve yanlarındaki taze şekerlemeleri köprüden uzağa attılar. Örümcekler, şekerlemelerin kokusuna çekilerek onları takip etmeyi bıraktı.


Üçü derin bir nefes aldı ve kayanın üzerine doğru ilerlediler. Amir kayanın tepesine çıkıp üçüncü sihirli parçayı almayı başardı. Parça, dokunduğunda rengarenk ışıklarla parladı.

Hala gülümseyerek, “Yine başardık! Üçüncü sihirli parça elimizde,” dedi.

Ancak aniden, vadi güçlü bir şekilde sallanmaya başladı. Sanki Barak, parçanın geri alındığını anlamıştı. Jelo endişeyle, “Barak çok kızgın olmalı. Karamel Vadisi daha da tehlikeli hale gelmeden hemen buradan çıkmalıyız!” dedi.

Hızla geri dönmeye başladılar, ancak karamel kaynamaya ve onları yutmaya hazırlanıyordu. Neyse ki, işbirlikleri ve zekaları sayesinde vadiden çıkmayı başardılar.


Vadiden çıkarken, Amir sihirli parçaya bakarak, “Üç sihirli parça artık bizde, bu da sonun yaklaştığı anlamına geliyor,” dedi.

Jelo gülümseyerek, “Ama dikkatli olun. Her geri aldığımız parça ile Barak daha da vahşileşiyor. Karşılaşacağımız zorluklara hazırlıklı olmalıyız,” dedi.

Hala başını sallayarak, “Hazır olacağız. Hedefe yaklaştıkça gücümüz artıyor,” dedi.

Artık ellerinde üç sihirli parçayla, yolculuklarına devam ettiler. Önlerindeki zorlukların daha da büyük olacağını biliyorlardı, ancak her şeye hazırlardı.



Okuma Ayarları


Arka Plan Rengi