Bir varmış bir yokmuş. Evvel zaman içinde insanların birbirine güvenleri kalmadığı zamanlarda aşk denen o yüce makam ergenlerin ayakları altına alındığı vakitlerde… Leyla ile Mecnun, Kerem ile Aslı hikayeleri sadece geçmişte kalmış ve o yüce aşklar bu zamanlarda yaşanması çok zor olmuştu. Günlerden bir gün Mustafa yolda tatlı mı tatlı birini görür ve yanında ki arkadaşına baksana şuna – Ne kadar da tatlı ve efendi birine benziyor rabbim onu sahibine bağışlasın diye arkadaşıyla yolda gördüğü hanımefendi hakkında konuşur.
Oysa ki o hanımefendi de Mustafa’yı gördüğünde oda arkadaşlarına bu çocuğu çok beğeniyorum diye konuşurmuş… Saatler, günler aylar geçerken bir gün o hanım kız 13’Eylül tarihinde Mustafa’ya sosyal medya üzerinden ulaşır işte bir şekilde kaderleri bir araya gelecek yaa bu sosyal medya da ufacık bir vesile olmuş. Bu arada o hanım kızın ismi Emine’ymiş. Mustafa sosyal medya üzerinden gelen bildirimi fark edince biraz şaşırmış çünkü o an ifade edemeyeceği hisler yaşamıştı. Emine ve Mustafa‘nın kaderleri bir şekilde burada buluşup ve her ikisi de anlam veremediği bir şekilde birbirleri ile bağ kurmaya yavaştan da olsa başlamışlar.
O kocaman olacak Emine ve Mustafa aşkı alevlenmeye başlarken bu ikili Aşk’tan ziyade çok güzel anlaşıyorlarmış o kadar güzel anlaşıyorlarmış ki aralarında ki bu hislerin aşk değil de ikisinin birer ruh ikisi olduklarını düşünürlermiş. Tabi ki bu düşünce bir süreden sonra sadece Mustafa’da daha ilerisi olmuş ve Emine’ye olan hislerini bir şekilde Emine’ye ulaştırmıştır o an her ikisi şaşkın ve bi o kadar da utangaçlık çekmişlerdir. Fakat aralarında ki Aşk’tan ziyade Güven en başında oluşmuştu… Bizim Mustafa’nın geçmişi o kadar kirli o kadar isyankarmış ki her defasında bu kadar masum birini hak ettiğini düşünmezmiş.
Tabi ki düşünmediği içinde ve Emine’nin de Mustafa’ya olan güveni sarsılmaması için elinden gelenin fazlasını yaparken… 12 Ekim cumartesi günü Emin ile telefonda ilk kez sesli de olsa sevdiği kadının sesini duyarken bi o kadar da Emine Mustafa’nın sesini duyarken bizim bu ikili çok heyecanlıymış ve arasındaki sevgi de güven de o zaman biraz daha kuvvetlenmiş ve bu ikili o kadar güzel o kadar iyi anlaşıyorlarmış ki kavga edebilecekleri kocaman sebepler, bahaneleri dahi olamıyormuş… Ee bahane yok diye de bizim Mustafa arada da olsa huysuzluk yapıp da bizim Emine’yi deli eder ve Emine’de o kadar deli olurmuş ki Mustafa’ya kızıp da saatlerce en fazla da 24 saat telefonlarına cevap vermez naz yaparmış…
Tabi ki her ilişkide kavga olurmuş ancak bunların kavgası bildiğimiz kavgalara benzemezmiş her ne olursa olsun birbirlerini bırakmayı asla düşünmezlermiş. Bir gün bizim bu deli divane aşıklar buluşmayı düşünmüşler ve her ikisi de 12 ekim cumartesi gününde buluşmaya karar vermişler. Buluşma gününe haftalar kalınca her ikisi de çok heyecanlı kalıyormuş ve sonunda 12 Ekim cumartesi günü olmuş ve bizim huysuz Mustafa dünyalar tatlısı Emine’si ile ilk kez buluşmuşlar. Buluşmaları o kadar güzel geçmiş ki ikisinin de hayal ettiğinden daha güzel geçiyormuş ve onlar yan yana iken zaman su gibi akıp geçmiş ve Mustafa ve Emine günü tamamlayıp birbirlerine veda etmek istemese de mecburen veda etmişler. O kadar güzel bir ilişki yaşamaya başlamışlar ki her ikisi de ilişkilerine nazar değmesinden çok korkarlarmış. İkisi de birbiri ile son derece temiz duygular ile sever ve ciddi düşünüyorlarmış.
Emine ve Mustafa aşkı her geçen gün yanıp tutuşurken şuan bu hikayeyi yazan editörünüz aslında kendi hikayesini kaleme aldı çünkü 11 Kasım günü Emine’nin doğum günü ve Mustafa da bugün bu makaleyi Google’ye yazarak bu aşkı ölümsüzleştirip ve ona çok güzel farklı bir doğum günü hediyesi sunmak istedi çünkü Masaloku.com.tr sitesinin kuruyucu olarak bu kadar önem verdiğim işimde işimin bir parçasını Emine’me sunmak istedim belki bunu şuan okuyan siz değerli okuyucularımız saçma bulabilir ama benim için bu ilişkiyi kaleme alıp da sitemin baş köşesine koymak benim için çok önem arz etti. Umarım ruh ikizimde Doğum günü hediyesini beğenir.
İyi ki doğdun Mustafa’nın biricik Emine’si.