Öncelikle Leyla ile Mecnun olarak tanısak da efsanenin kahramanları aslında Leyla ile Kays.
Kays öyle çok sevmiş ki Leylasını, düşmüş çöllere.
O günden sonra tüm köylüler kays ı ‘deli’ anlamına gelen Mecnun diye anmaya başlamışlar.
Zamanla kays unutulmuş, Leylanın Mecnunu kalmış. Efsaneye de Leyla ile Mecnun adı verilmiş.
Mecnun, bir kabile reisinin dualar ve adaklar ile dünyaya gelmiş olan Kays adlı oğludur.
Okulda bir başka kabile reisinin kızı olan Leyla ile tanışır.
Bu iki genç birbirlerine aşık olurlar.
Okulda başlayıp gittikçe alevlenen bu macerayı Leylanın annesi öğrenir.
Kızının bu durumuna kızan annesi, kızına çıkışır ve bir daha okula göndermez.
Kays okulda Leylayı göremeyince üzüntüden çılgına döner, başını alıp çöllere gider ve Mecnun diye anılmaya başlar.
Mecnunun babası, oğlunu bu durumdan kurtarmak için Leylayı istese de Mecnun deli, oldu diye Leylayı vermezler.
Leylanın sevgisi ile Mecnun olan genç, halkın arasından ayrılır, yalnız yaşamaya başlar.
Mamur beldeleri bırakır, çöllerde vahşi hayvanlar arasına karışır.
Halkın övmesini veya yermesini bir kenara iter, bunları duymaz olur. Onların konuşması ile sükutunu fark etmez hale gelir.
Bir gün kendisine, yani Mecnuna sorulur:
Halk: – Sen kimsin? “Diye sorarlar”
Mecnun: – Leyla! “der”
Halk: – Nereden geldin? “ Diye tekrar sorarlar”
Mecnun: – Leyladan! “Der”
Halk: – Nereye gidiyorsun? “Diye sorar”
Mecnun: – Leylaya! “Der”
Mecnunun gözü ve gönlü, Leylaya aşkının şiddetinden bütün aleme ama oldu.
Kulakları da Leylanın dışında hiçbir şeyi duymaz oldu.
Babası Mecnunu iyileşmesi için Kabe ye götürür.
Duaların kabul olduğu bu yerde Mecnun, kendisindeki aşkını daha da arttırması için Allah a dua eder.
“Ya Rab belayı aşk ile kıl aşina beni bir dem belayı aşktan etme cüda beni”
Anlamı: Ya Rab, beni aşk ile tanıştır, bir an olsun bile beni aşk belasından ayrı düşürme.
Duası neticesi aşkı daha da çoğalır ve bütün vaktini çöllerde geçirmeye başlar.
Diğer tarafta ise Leylada aşk ıstırabı içindedir.
Bir zaman sonra ailesi, Leylayı İbn i Selam isimli zengin ve itibarlı birine verirler.
Ancak, Leyla kendisini bir Perinin sevdiğini ve eğer kendisine dokunursa ikisinin de mahvolacağını söyleyerek İbn i Selamı vuslatından uzak tutmayı başarır.
Mecnun çöldeyken, Leylanın evlendiğini arkadaşı Zeyd den duyunca çok üzülür.
Leylaya acı bir sitem mektubu gönderir.
Leylada durumunu bir mektupla Mecnununa anlatır. Kendisinin anlamadığından dolayı oda sitem eder.
Bir müddet sonra Mecnunun ahı tutarak İbn i Selam ölür.
Birçok tereddüt ten sonra her şeyi göze alarak Mecnunu çölde aramaya başlar.
Fakat Mecnun, dünyadan elini eteğini çekmiş ilahi aşk yüzünden Leylanın maddi varlığını unutmuştur.
Bir gün Leyla çölde onu bulur ama Mecnun onu tanımaz ve Leyla benim içimdedir sen kimsin? “der”
Leyla Mecnunun ulaştığı mertebeyi anlasa da onsuz yaşamayacağını düşünür. Hastalanıp yataklara düşer. Kısa zaman sonra da ölür.
Mecnun, Leylanın ölüm haberini öğrenir. Gelip mezarını kucaklar. Ağlayıp inler;
“ Ya Rab mana cismi can gerekmez, canan sız cihan gerekmez. “der”
Kabri kucaklayarak ölür.
Bir müddet sonra Mecnunun sadık arkadaşı Zeyd rüyasın da, Cennet bahçelerinde birbiriyle buluşmuş iki mesut sevgili görür.
Bunlar kimdir? Diye sorunca, derler ki;
“Bunlar Mecnun ile onun vefalı sevgilisi Leyladır.
Aşk yoluna girip temiz öldükleri, aşklarını dünya hevesleri ile kirletmedikleri için burada buluştular.