Eskiden, uzak bir krallıkta güzel ama yalnız bir prenses olan Leyla vardı. Leyla, yeşil bahçeler ve renkli çiçeklerle çevrili büyük bir sarayda yaşıyordu. Ancak diğer çocuklar gibi arkadaşları yoktu ve bu nedenle hep yalnız oynuyordu.
Bir gün bahçelerde dolaşırken, Leyla neşeli bir küçük sihirbaz olan Lila ile karşılaştı. Lila, sarı saçlı ve parlayan gözlere sahip, renkli bir elbise giyen bir kızdı. Lila, Leyla'yı görünce gülümsedi ve "Merhaba güzel prensesimiz, benimle oynamak ister misin?" dedi.
Leyla, nihayet oynamak için bir davet aldığına inanamadı ve mutlu bir şekilde cevap verdi: "Evet, tabii ki! Oynamayı çok severim."
Leyla ve Lila birlikte bahçelerde eğlenceli bir maceraya atıldılar. Birlikte koştular, sıçradılar ve top oynadılar, her yerde yeni şeyler keşfettiler. Birlikte kahkahalarla güldüler ve harika bir zaman geçirdiler.
Oynadıktan saatler sonra, Lila Leyla'ya şöyle dedi: "Sen harika bir prensessin ve her zaman mutlu olmayı hak ediyorsun. Sana küçük bir hediye vermek istiyorum."
Lila ceplerinden sihirli bir değnek çıkardı ve elleri arasında tuttu. Değneği sallayarak ve sihirli sözcükleri söyleyerek, "Ohaha magic suno, güzel ve mutlu prenses!" dedi.
Aniden, Leyla pembe büyülü bir bulutla çevrildi ve mutluluk ve gülümsemelerle parladı. Kalbi sevinç ve sevgiyle doldu.
Leyla neşeyle söyledi: "Çok mutluyum, teşekkür ederim Lila!"
O günden sonra, Leyla ve Lila en iyi arkadaş oldular. Her gün birlikte oynayıp, zamanlarını birlikte keyifle geçiriyorlardı. Artık Leyla yalnız olmadığını ve onu seven, önemseyen harika bir arkadaşı olduğunu biliyordu.
Ve Leyla ile Lila mutlu bir şekilde krallıkta birlikte yaşadılar. İnsanlar her zaman güzel prensesin ve küçük sihirbazın kalbine mutluluk ve dostluğu getiren hikayeyi anlatırlardı.