Karlar Kraliçesinin Başı Dertte - 2

Bu sırada üstünde bir karga uçmaya başlamış. Karga sanki Gerda’ya bir şeyler anlatmaya çalışıyormuş. Gerda sandalıyla kargayı takip etmeye başlamış. Uzun süre kargayı takip etmiş. Sonunda buzlarla kaplı denizlere ulaşmışlar. Buzların ortasında bir korsan gemisi duruyormuş. Karga geminin üstüne konmuş. Gerda’da sandalıyla gemiye yanaşmış ve gemiye çıkmış.

-Peki, bu gemiyle mi gideceğim karlar kraliçesinin şatosuna? Tam bu sırada geminin güvertesinde korsanlar belirmiş. Korsan kıyafetleri giymiş bir kız çocuğu Gerda’ya yaklaşmış. -Biz nereye gidiyorsak sende oraya gideceksin. Yani hiçbir yere hahaha. Aynı anda buz sarayında karlar kraliçesi Kay’a tüm geçmişini unutturmaya çalışıyormuş. Kay sadece Gerda’yı hiç aklından çıkartamamış. -Gerda ha? Ah Gerda.

Çok yakında kalbin tamamıyla bir buza dönüşecek ve onu da hatırlamayacaksın küçük Kay. Korsan kız Kay’ın karlar kraliçesinin tutsak olduğunu öğrenince Gerda’ya onu unutmasını söylemiş çünkü karlar kraliçesinin elinden arkadaşını kurtarması imkansızmış. -Unutmayacağım, o benim tek dostum. Onu bulmalıyım diye cevap vermiş Gerda. Korsan kız Gerda’nın bu ısrarına bir anlam veremiyormuş.

Aslında onun burada kalıp arkadaşı olmasını istiyormuş ama Gerda arkadaşı Kay’ı bulmaya kararlıymış. -Kay’ı kurtarmak için ne gerekiyorsa yapacağım. Hiç arkadaşı olmayan korsan kız cesur Gerda’ya yardım etmeye karar vermiş. Ertesi gün güneş doğarken korsan kız Gerda’ya bir ren geyiği getirmiş. Karlar ülkesinin en hızlı ren geyiğiymiş bu ve Gerda’ya yol gösterecekmiş.
-Bana söz ver, o buz tutmuş cadıyı yeneceksin. Hem böylece gemimizde kurtulacak. -Söz veriyorum, iyiliğin karşılıksız kalmayacak diye cevap vermiş Gerda. Gerda ren geyiğine binerek yola çıkmış. Önce karlar kraliçesini nasıl yenebileceğini öğrenecekmiş. Ren geyiği Gerda’ya yol göstermiş. Uzun bir yolculuktan sonra kuzey kutbuna ulaşmışlar. Yaşlı bir bilge adam onları karşılamış. -En sonunda aynayı getirdin demek.

Gerda yanındaki aynayı yaşlı bilgenin nasıl bildiğini anlayamamış. Ama o anda doğru yere geldiğini anlamış. Gerda aynasını çıkartıp yaşlı bilgeye göstermiş. -Karlar kraliçesini bununla mı yeneceğim yani? -Bu ayna sadece ama sadece gerçekleri gösterir.

Çok gizli yerlerde saklanmış olsa bile. Hiç kimse ve hiçbir şey gerçek sevgiden güçlü değilmiş çünkü. İçimizdeki en büyük güç gerçek sevgiymiş. Gerda bilge adamdan karlar kraliçesinin kim olduğunu öğrenmiş. Gerçeği gösterebilirse onu yenebilecekmiş.

Aslında karlar kraliçesi bir zamanlar sevgi doluymuş. Dokunduğu yerde rengârenk çiçekler açar, gülümseyen gözleri güneş gibi parlarmış. Herkesten farklı, mutlu bir kızmış. Adı da Lila’ymış. Fakat herkes onun küçük bir cadı olduğunu düşünürmüş. Kimse onunla konuşmaz, diğer çocukla onunla hiç oynamazlarmış.

Yalnız kalan Lila artık mutlu bir kız değilmiş. Herkesten her şeyden nefret etmeye başlamış. Ve bir gün bir dilek dilemiş. -Bana kötü davranan herkes buza dönüşsün. Kendisine buzdan bir saray yapmış ve herkesten uzakta neşesiz, sevgisiz yapayalnız yaşamaya başlamış. Gerda karlar kraliçesinin sarayına gelmiş.

İçeri girmiş. Kay içerde bir köşede buzdan bir heykel yapıyormuş. -Kay. Buradasın, buldum seni. Kay benim Gerda, hatırlamıyor musun beni? Kay Gerda’ya bakmış ama onu hatırlamıyormuş. -Kalbi buradaki her şey gibi buza dönüştü. Seni hatırlayamaz.

Gerda koşup Kay’a sarılmış ama Kay hala onu tanımamış. -Hemen bırak onu, o artık bana ait. Senide şimdi buza dönüştüreceğim. -Hayır, başaramayacaksın. Kay… seni seviyorum. Kay yavaş yavaş hatırlamaya başlamış. -Gerda.. evet hatırlıyorum.

Çok öfkelenen karlar kraliçesi asasını sallamış ve buzdan bir büyü çıkartmış. Tam o sırada Gerda’da aynasını çıkartıp asadan çıkan ışığa doğru tutmuş. Büyü aynaya çarparak yok olmuş ve o anda olanlar olmuş.

Karlar kraliçesi Gerda’nın elindeki aynaya bakmış, fakat aynada gördüğü kendi yüzü değilmiş artık. Aynada gördüğü küçük Lila’ymış. Karlar kraliçesi yeniden masum, küçük haline dönmüş. Gerda ve Kay’a gülümsemiş. -Çok teşekkür ederim. Kim olduğumu biliyorum artık. Yeniden özgürüm. Hoşçakalın. Kay ve Gerda birbirlerine bakıp gülümsemişler. Artık hiç ayrılmadan birlikte büyüyebileceklermiş. Tıpkı evlerinin diktikleri bir çift gül gibi. Sımsıkı. Sevgiyle.
 



Okuma Ayarları


Arka Plan Rengi