Aslan Prens Masalı

Uzak diyarlarda, maddi durumu fazlasıyla iyi olan bir tüccar ve 3 kızı yaşarmış. Günlerden bir gün zengin tüccar iş gereği şehir dışına çıkmak için hazırlıklar yapmaktaymış. Şehir dışına çıkmadan kızlarına:

– Benim güzel kızlarım, gideceğim yerlerden neler istersiniz?  Diye sormuş.

En büyük kızı babasından kolye, ortanca kızı bilezik ve en küçük kızı ise sadece babasından bir gül istemiş.

Küçük kızının sadece gül istemesine şaşıran baba tebessüm ederek küçük kızına;
–  Mevsim şartlarından dolayı sana gül bulmam neredeyse imkansız, ama senin için elimden geleni yapacağım.

Tüccar en küçük kızı için gittiği yerlerde gül aramış, ancak bulamıyormuş. Küçük kızının isteğini yerine getiremediği için üzülen baba, ne yapsa da elinden bir şey gelmemiş.  İşlerini tamamladıktan sonra evine geri dönmek üzere yola çıkan tüccar yolunu kaybetmiş.

İlerleyen tüccar yolun karşısında çok büyük bir saray görmüş.  Ancak bu saray diğer saraylara göre büyülü bir saraymış, çünkü sarayın bahçesi o kadar büyük ve bahçenin yarısı kış diğer yarısı yazmış. Küçük kızının istediği güller de bu bahçede varmış.

Tüccar sevinçle bahçeye girip güllerden birisini koparıp, çıkacakken arkasında bir aslan görmüş.

Aslan: çok şiddetli kükreyerek tüccara sende kimsin! Ne hakla bahçemden izinsiz gül koparırsın diye tüccarı azarlamış.


Tüccar: Bahçenize izinsiz girdiğim için çok özür dilerim. Kimseyi göremedim bahçede ve küçük kızım benden gül getirmemi istemişti, kötü bir niyetim yok. Lütfen beni bağışlayın. Beni bağışlarsanız karşılığında ne isterseniz yapmaya hazırım, diye yalvardı tüccar.

Aslan:  Evine geri dönmeni tek şartla izin vereceğim, evine girdiğinde karşına çıkacak ilk canlıyı bana getireceksin!

Gülü alarak derhal bahçeden çıkmak isteyen tüccar, hiç düşünmeden aslanın teklifini kabul etmiş.

Evine doğru ilerleyen tüccarı, pencere bekleyen küçük kızı fark etmiş. Hemen bahçeye inip, babasının bahçeye girmesi ile babasına sarılan kızı babasının ağladığını görmüş.

“Neden ağlıyorsun babacığım, ne oldu sana?” Diye sormuş kızı.

Babası başına gelenleri tek, tek anlatmış kızına. Ben bahçede karşıma ilk tavuk, koyun çıkacağını düşünerek evet demiştim. Şimdi kızımı nasıl aslana teslim edebilirim diye ağlamaya devam etmiş.

Küçük Kızı:

– Babacığım her zaman vermiş olduğumuz sözleri yerine getirmeliyiz! Ben yarın erkenden aslanın yanına gider konuşur onu ikna edip geri dönerim demiş.

Küçük kız sabah erken ailesi ile vedalaşıp babasının tarif ettiği saraya doğru gitmiş.

Bizim aslan aslında yakışıklı prensmiş. Vaktiyle kötü bir büyünün sonucu sabahları aslana, akşamları ise yeniden insana dönüşürmüş. Büyülü saraya gelen kız, aslanı ilk gördüğünde kokmuş ama akşamı aslanın yakışıklı prense dönüştüğünü gören kız ilk bakışta birbirlerine âşık olmuşlar. Hiç vakit kaybetmeden evlenmişler.

Gündüzleri aslan, geceleri yakışıklı prens ile prenses çok mutlu günler geçirmiş. Aylar yıllar geçmiş derken günlerden bir gün prensesin ablasının evlilik davetini alan prenses aslan prens ile gitmek istemiş.

Yakışıklı prense bir parça ışık dahi vursa, her defasında farklı bir hayvana dönüşüyormuş, fakat prenses çok ısrar edince aslan prens eşine hayır diyemeyip beraber düğüne gitmişler.

Prensesin evine vardıklarına, yakışıklı prensi hemen bir odaya kapatmış ve odanın ışık alamayacağı şekilde her yeri kapattıklarını sanmışlar, ancak kapının altından içeri doğru sızan ışığı fark edememişler.

Kapı altındaki ışık yakışıklı prense çarpmasıyla, kısa süre sonra sarı bir kumruya dönüşmüş, bizim aslan prens.

Bir süre sonra odaya gelen prenses, yakışıklı prensin kumruya dönüştüğünü fark edince çok üzülmüş ve saatlerce ağlamış. Yakışıklı prens eşini teselli ettikten sonra:

–  7 sene boyunca uçmam lazım, gittiğim her bölgeye sarı bir tüy bıkacağım, sende bu izden beni takip edebilir nerede olduğumu bilirsin demiş.

Aslan Prens Masalı
Sözlerini söyledikten sonra yakışıklı prens uçmaya başlamış.

Yakışıklı prensin uçmasıyla birlikte prenses de hemen eşinin bırakmış olduğu tüyleri takip ederek eşinin izini 7 yıl boyunca sürmüş. Günlerden bir gün eşinin bırakmış olduğu tüyü bulamış, üzüntülü bir şekilde ne yapacağını düşünürken güneşe eşini sormak aklına gelmiş.

“Ey güzel güneşim, buralardan geçen sarı bir kumru gördün mü hiç?”

Güneş prenses cevap vermiş:

“Maalesef görmedim güzeller güzeli prenses. Sana bir bohça hediye ediyorum, zorda kaldığında açarsın.” Demiş güneş.

Güzel prenses güneşe teşekkür edip, hediyesini aldıktan bir süre sonra akşam olmuş ve bu sefer de aya sormuş eşini:

“Geceleri yolunu kaybedenlere yardım edersin, söyler misin bana sarı bir kumru gördün mü?”

Ay prensese cevap vermiş:

– Keşke sana yardım edebilseydim ama görmedim ki. Ancak sana bir yumurta vereceğim zorda kaldıkça onu kullan ve sana en yakın dostum karayeli vereceğim o da sana yardım edecek. Demiş.

Prenses:

Geceleri her tarafı esip gümletir, sıcak da kalanlara serinlik verirsin. Söyle bana buralarda sarı bir kumru gördün mü?

Karayel:

Evet, gördüm prenses. Yedinci yılını doldurduğu için Kızıldeniz’e doğru gidiyordu. Yedinci senesi tamamlandığı için yeniden aslana dönüştü ve ona bu büyüyü yapan canavar ile savaşıyor. Beni dikkatli dinlemeni istiyorum prenses, Kızıldeniz’in kıyısında bulunan demir çubuklardan 7’cisini alıp canavara vurursan şayet, eşine yapılan büyü kalkacaktır. Büyü bozulur bozulmaz hemen eşini alıp oradan çıkartman lazım, aksi takdirde eşin sonsuza kadar göremesin.


Prenses Karayele teşekkür edip, söylediklerini harfiyen yapmış ve yakışıklı prensi kurtarmış ama karayelin son nasihatini unutmuş prenses.  

Kocasını o bölgeden gönderemediği için büyücü cadı gelip hemen yakışıklı prensesi götürmüş. Prenses eşini aylarca aramış ancak sonunda karşısına çok büyük bir saray çıkmış. O sarayda düğün hazırlıkları yapılmaktaydı. Güneşin prensese hediye ettiği bohçayı çıkarıp içinde daha önce hiç görülmemiş güzel bir elbise çıkmış, prenses elbiseyi giyip düğüne katılmış.

Herkesin gözleri Prenseste, o sırada büyücü cadı prensesi görüp:

– Sen ne hakla, nasıl buraya gelebildin? Hemen kıyafetini bana ver ve burayı terk et! Yoksa eşini yeniden bir aslana çevireceğim diye tehdit etmiş.

Prenses ne yapacağını bilememiş ve mecburen cadının söylediklerini yapmış. Dışarı çıkan ve ağacın gölgesinde oturup hüngür, hüngür ağlayan prenses o sırada ayın ona hediye ettiği yumurtayı hatırlamış ve hemen yumurtayı kırmış.

Yumurtanın içinden altın yumurtlayan tavuk ve civcivleri çıkmış. Prenses hiç vakit kaybetmeden tavuğu ve civcivleri alıp cadının yanına gitmiş. Kötü niyetli cadı tavuk ve civcivleri görünce çok beğenmiş ve prenses bir teklifte bulunmuş:

– Eğer bunları bana verirsen karşılığını veririm demiş.

Prenses kabul etmiş cadıda aslan prensi serbest bırakmış.  Yakışıklı prens ve prenses sonsuza kadar mutluluk içerisinde yaşamışlar.



Okuma Ayarları


Arka Plan Rengi